Paylaş

Sigortacılar İtibarlarını Dijital Yönetebilirler mi?

Sigorta sektörü, nihai tüketici ile iletişimin en yoğun olduğu sektörlerdendir. Sektörün müşterisi, çok sorgulayıcı ve didikleyici özellikler gösterir.

FATİH ACER
15.07.2016
Sosyal Medyada Paylaş

Sigorta sektörü, nihai tüketici ile iletişimin en yoğun olduğu sektörlerdendir. Sektörün müşterisi, çok sorgulayıcı ve didikleyici özellikler gösterir. Farklı ürünlerde gösterilmeyen titizlik, sigorta seçerken gösterilir. Hal böyle olunca, bu müşteri profiliyle hayli çetin bir iletişim çabası içerisinde olmak gerekir. Eğer bu iletişim çabasını doğru yönetemezseniz, itibarınızı kaybetme riskiniz çok yüksektir.

İtibar, tanımı yapılmak istendiğinde, tanımı yapmak isteyeni çok zorlayacak bir kavram. Türk Dil Kurumu, itibara tek karşılık vermiş: Saygınlık… Sözlükte adı böyle konulunca, yitirilmesi herkes açısından çok daha korkutucu hale geliyor. Peki, dijital mecraları kullanarak sigorta şirketlerinin itibar tesis etmeleri, hatta itibarlarını korumaları mümkün mü?

Soruyu böyle sorunca, plaza Türkçesiyle tumturaklı yanıtlar yazmamı beklemeyin. Plaza Türkçesinden hiç hazetmem… Ne diyeceğimi Türkçe ve anlaşılır bir dille söylemek isterim.

Klasik medya (Plaza Türkçesinde buna konvansiyonel medya diyorlar), müşteri ile etkileşime izin vermiyor. Sizin, olası müşterilerinizle iletişim kurabilmek için iki yolunuz var:

1- Reklam…

Televizyon, radyo ya da gazete – dergide reklamla müşterinize seslenebilirsiniz.

2- Haber olmak…

Bir şekilde başarınız ya da başarısızlığınız tv, radyo ya da gazeteye haber olur.

Sizi reklam edenlere reklamcı;

sizi mecralara haber edenlere PR’cı deniyor, karikatürize bir anlatımla.

Her iki halde de iletişim tam olarak gerçekleşmiyor. Çünkü reklamınızı kimin gördüğünü, gerçekten görüp görmediğini; reklam verdiğiniz mecranın tüketicilerinin sizinle ilgilenip ilgilenmediklerini bilemiyorsunuz. Zaten olası bir iletişim kriziyle karşılaşmışsanız, o krizi reklamla çözmeniz de mümkün değil.

Haber olmak ise, “parası verilerek yapılan bir şey” değil. Haber olmak için, ilgili mecranın sizi haber yapmaya değer bulması gerekiyor. Bu durumda sizin öncelikleriniz, doğrularınız ile sizi haber yapacak kurumun tercihleri asla çakışmıyor. Diyelim bir iletişim krizi yaşadınız. Sizi haber yapan mecra sizi gıyabınızda yargılayıp, infaz edebiliyor. Yanıtınızı haberleştirmeye bile gerek duymuyor.

Klasik mecralarda ipler, sizin değil, başkalarının elinde.

Anacak dijital mecralarda, durum bunun tam tersine.

Web siteniz, sizin gazeteniz ya da tv’niz.

Facebook, instagram, Twitter gibi sosyal mecralardaki hesaplarınız ise, sizin basın sözcüleriniz; halka ilişkilercileriniz.

Bu mecralarda neyi nasıl söyleyeceğinize doğrudan siz karar veriyorsunuz. İpler tamamen sizin elinizde…

Eğer dijital yapılanmanızı bu mantıkla kurmuş; çok sayıda takipçi kazanmış; müşterilerinizle aracısız bir iletişim dili yaratmışsanız, ne mutlu size…

Başarı kapıları ardına kadar açık demektir…

Fatih ACER
Bankasurans Teknoloji Uzmanı

TÜM YAZILAR